in

Kapak Röportajı: Dell Technologies Türkiye ve eCIS Ülke Müdürü Işıl Hasdemir

Işıl Hasdemir

Dell Technologies Türkiye ve eCIS Ülke Müdürü

“Küresel iş gücümüzün yüzde 50’sinin kadınlardan oluşmasını hedefliyoruz”

Teni nesil teknolojilerin gücüyle hızla dönüşen yenidünya düzeninde dijital dönüşüm, bir trend olmanın ötesine geçerek zorunluluk haline geldi. Bu noktada sunduğu dijital çözümlerle müşterilerinin hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olan Dell Technologies, operasyonel verimliliği artırarak iş ortaklarının büyümesine destek oluyor.

Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden biri olan Dell Technologies’in Türkiye operasyonu ise 2020’den bu yana Işıl Hasdemir tarafından yönetiliyor. Teknoloji sektöründe uzun yıllara dayanan deneyimiyle dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik alanlarına yoğunlaşarak, Türkiye’nin dijital ekosistemini güçlendirmek için çalıştığını ifade eden Hasdemir, 2024 yılında hem teknolojik inovasyon, hem de sürdürülebilirlik hedeflerine odaklanacaklarının altını çiziyor.

Aynı zamanda erkek egemen sektörlerin başında gelen teknoloji sektöründe ve hayatın pek çok alanında cinsiyet eşitsizliğiyle mücadeleye odaklandığını belirten Dell Technologies Türkiye ve eCIS Ülke Müdürü Işıl Hasdemir, kadınların bu alanda daha fazla yer alması için hem özel hayatında hem Dell çatısı altında çeşitli projeler yürütüyor.

Son dönemde Bilişim sektöründe başarılı kadın yöneticilerin sayısında belirgin bir artış görüyoruz. Siz de bu yöneticilerden biri olarak, kadınların sektördeki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kadın liderlerin teknoloji sektöründe giderek daha fazla yer aldığı görmek, cinsiyet eşitsizliğiyle aktif olarak mücadele eden bir yönetici olarak beni çok gururlandırıyor. Kadınların sektördeki konumunun giderek daha iyi idrak edildiğini düşünüyorum. Şöyle ki, yakın zamana kadar kadın istihdamını itibar yönetimini destekleyecek bir sosyal sorumluluk projesi gibi nitelendiren pek çok yapı olduğunu görüyorduk,ancak artık ne kadınlar ne de toplum buna izin veriyor. Nicelik değil nitelik öne çıkıyor; kadınların hangi rollerde olduğuna ve dahası hangi yetkilere sahip olduğuna bakılıyor. Özetle artık kadın istihdamını artırmak şirketlerin bünyelerine renk katmak için lütfettikleri bir girişim değil, zihniyle, deneyimiyle, bilgi birikimiyle değer katacak kadınlara koltukları emanet etmek anlamına geliyor. Elbette burada sadece topluma değil, emsal teşkil edecek uygulamaları hayata geçirecek şirketlere de sorumluluk düşüyor. Dell Technologies olarak bizler teşvik edici pek çok politika uyguluyoruz. 2030 hedeflerimiz arasında küresel iş gücümüzün yüzde 50’sinin kadınlardan oluşmasını sağlamak yer alıyor.Kadınların teknoloji ve mühendislik alanlarında daha fazla yer almalarını sağlamak için eğitim ve farkındalık projeleri yürütüyoruz.

2024 Dell Technologies için nasıl bir yıl oldu? Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir?

2024 yılı, Dell Technologies için dijital dönüşümde güçlü adımlar attığımız bir yıl oldu. Türkiye’deki işletmelere dijital çözümler sunarak verimliliklerini artırmalarına yardımcı olduk. Gelecek dönem hedeflerimiz arasında, sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi uygulamalarını daha da geliştirmek, kurumların AI stratejilerine çözümlerimizle destek olmak bulunuyor 2024 yılında önceliğimiz hem teknoloji alanında inovasyon hem de sürdürülebilirlik hedeflerine güçlü bir şekilde odaklanmak olacak. Yapay zekâ, makine öğrenmesi ve veri analitiği gibi ileri teknolojiler, müşterilerimizin dijital dönüşüm süreçlerinde çok önemli bir rol oynuyor. Bu yıl, özellikle çoklu bulut çözümleri sunarak ve IT operasyonlarını otomatikleştirerek verimliliği artırmayı hedefliyoruz. Yapay zekâyla optimize edilmiş sunucularımız, kritik iş yüklerinin daha hızlı ve etkili bir şekilde yönetilmesini sağlayacak​Ayrıca sürdürülebilirlik bizim için büyük bir öncelik. 2030 yılına kadar enerji tüketimimizin yüzde 75’ini yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı ve 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşmayı hedefliyoruz.

BT endüstrisi çok büyük ve hızlı gelişen bir alan. Dell Technologies olarak siz bu sektörde kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?

BT endüstrisi gerçekten giderek daha da büyüyen ve her an gelişen bir alan. Dell Technologies olarak biz, bu sektörde kendimizi inovasyon ve dijital dönüşümün liderlerinden biri olarak konumlandırıyoruz. Teknolojinin sürekli değişen dinamiklerine ayak uydurmak ve müşterilerimize uçtan uca çözümler sunmak bizim için kritik öneme sahip. Yapay zeka, bulut bilişim, siber güvenlik ve IoT gibi stratejik alanlara yaptığımız yatırımlar, işletmelerin dijital dönüşüm yolculuklarında onlara rehberlik etmemizi sağlıyor. Bu alanlarda sunduğumuz çözümler, hem verimliliği artırıyor hem de sürdürülebilirliği teşvik ediyor​uz.

Öte yandan, bugün sürdürülebilirlik girişimlerini hızlandırmada altyapının konsolide edilmesi ve optimum performans için ayarlanmasının da büyük rol oynadığını biliyoruz ve bunun için çok yönlü projeler geliştiriyoruz. Örneğin bu alanda müşterimiz olan Durham Üniversitesi’yle yakın geçmişte yaptığımız çalışmanın sonunda veri yedeklemelerinde 18 kat daha hız, yüzde 72 daha az enerji tüketimi ve yılda 60 ton CO2 azaltımı gibi ciddi başarılar elde ettik. Bu da yenilenebilir enerji kaynaklarını veri merkezlerine entegre etmenin daha yeşil bir gelecek için acil bir gereklilik olduğunu ortaya koyan önemli bir örnek.

Şu anda odaklandığınız ana alanlar nelerdir? Yatırımlarınızı hangi konulara yoğunlaştırıyorsunuz?

Dell olarak şu anda yapay zeka, bulut bilişim, siber güvenlik ve IoT gibi stratejik alanlara yoğunlaşıyoruz. Ayrıca sürdürülebilirlik projelerimizle geri dönüşüm, enerji verimliliği ve dijital kapsayıcılık üzerine çalışıyoruz. Yenilenebilir enerji kullanımını artırmak ve e-atık yönetimini geliştirmek için yatırımlar yapıyoruz. Bu doğrultuda, IT ekipmanlarının döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak şekilde onarımı ve yeniden kullanımı konularında da projeler yürütüyoruz​. Geri dönüştürülmüş malzemeler kullanarak ürünler tasarlıyor ve işletmelerin karbon ayak izini azaltmaya yardımcı oluyoruz. 2030 yılına kadar, ürünlerimizin yarısından fazlasının geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemelerden üretilmesi ve ambalajlarımızın tamamen geri dönüştürülebilir olması gibi hedeflerimizle, sektörde sürdürülebilir bir dönüşüm gerçekleştirmek için çalışıyoruz.

Dijital dönüşüm iş dünyasının gündemindeki yerini korumaya devam ediyor. Sizin bu konuda iş ortaklarınıza sunduğunu avantajlar nelerdir?

Dijital dönüşüm yolculuğunda iş ortaklarımıza sunduğumuz çözümler, bulut bilişimden siber güvenliğe kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Özellikle yapay zeka ve veri yönetimi çözümlerimizle işletmelere hız ve verimlilik kazandırıyoruz. Öte yandan sürekli vurguladığımız altyapı modernizasyona yönelik çok çeşitli projeler yürütüyoruz. Zira dijital dönüşüm her zaman mevcut altyapıyı yerle bir etmek anlamına gelmiyor, eski altyapıları modernize ederek dijital inovasyon yolculuğunu sürdürebilmek de büyük önem taşıyor.

Burada  müşteri hizmetlerinin rolü bakımından çağrı merkezi sektörü için de örnek teşkil edebilecek bir projemizden bahsetmek isterim. Dell’in bankacılık sektöründe faaliyet gösteren müşterisi Emirates NBD ile hem dijital inovasyonu desteklemek hem de müşterihizmetleri sistemlerini optimize edebilmek için eski altyapılarının modernizasyonuna yönelik bir proje yürütüldü. Bankanın veri merkezi Dell PowerMax ve Dell ECS depolama çözümleriyle yenilendi, dijital varlıklarını korumak için de Dell PowerProtect DD serisi cihazlar, PowerProtect Cyber Recovery ve CyberSense çözümleri devreye alındı. Bu dönüşüm sayesinde Emirates NBD, yüksek işlem hızlarıyla kurumsal ve büyük veri iş yüklerini yönetirken, veri yanıt süresini 1 milisaniyeye indirerek müşteri taleplerine hızlı yanıt verebilir hale geldi. Ayrıca, yüzde 30’luk maliyet tasarrufu, yüzde 70–80 oranında enerji tüketiminde azalma ve Dell ECS bulut katmanında yüzde 80 verimlilik artışıyla müşterilere sunulan hizmet kalitesi artırılırken sürdürülebilir bir büyüme de desteklenmiş oldu.

Dell olarak bizler bu gibi örneklerin Türkiye’deki pek çok sektörde çoğalması için çalışıyor, şirketlerin yapılarına, kültürlerine ve ihtiyaçlarına uygun dijital dönüşüm stratejileri geliştirmelerine yardımcı oluyoruz. Burada sunduğumuz en büyük avantajlardan biri de her bir yapıyı tıpkı insanlar gibi kendine has karakterleri ve özellikleriyle ele alarak, özelleştirilmiş çözümlerle ilerleme kabiliyetimiz.

Son dönemlerde iş dünyasının en önemli gündem maddelerinden biri olan sürdürülebilirlik alanında ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Dell Technologies olarak hem insanlık hem deüzerinde yaşadığımız gezegen için olumlu ve kalıcı sosyal etki yaratmak adına belirlediğimiz sürdürülebilirlik hedeflerimiz var. Döngüsel ekonomi prensiplerine dayanan geri dönüşüm programları yürütüyoruz. Dell ürünlerinin kullanım ömrünü uzatmak ve e-atıkların minimize edilmesini sağlamak için küresel geri dönüşüm ağımızı genişletiyoruz.​2030 yılına müşterilerimizin satın aldığı her ürün için eşdeğer bir ürünü yeniden kullanmayı veya geri dönüştürmeyi hedefliyoruz.

Buna ek olarak ambalajlarımızın yüzde 100’ünün geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemeden imal edilmesi için çalışıyoruz.. Buna ilave olarak, ürün içeriğinin yarısından fazlası da geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemeden yapılacak. Bugüne kadar 50,000 ton malzeme geri dönüştürülerek Dell ürünlerinde kullanıldı. Bunun yanında yüzde 64 daha az enerji harcayan bir ürün portföyü oluşturduk ve 1 milyon ton kullanılmış elektronik malzemeyi geri dönüştürdük.

Öte yandan döngüsel tasarımını hızlandırmanın ilk prototipi olarak Concept Luna’yı tanıttık. Concept Luna, onarım ve demontaj süreçlerini önemli ölçüde basitleştirip hızlandırarak bileşenleri daha kolay erişilebilir hâle getiriyor ve yeniden kullanım imkânlarını artırıyor. Concept Luna’daki tüm tasarım fikirlerinin hayata geçirilmesi hâlinde, ürün karbon ayak izinin yaklaşık yüzde 50 oranında azaltılabileceği öngörülüyor.  Ayrıca şirket olarak 2050 yılına kadar ‘Net Sıfır’ hedefimiz var. Bu kapsamda karbon emisyonlarımızı 2050 yılına kadar sıfırlamayı amaçlıyoruz.

İletişim merkezleri, iletişim kanallarından veri yönetimine, siber güvenlikten yapay zeka teknolojilerine kadar tüm süreçlerinde teknoloji kullanımının belirleyici olduğu bir sektör haline geldi. Dijitalleşme sürecinde iletişim merkezlerine yönelik değerlendirmeleriniz nelerdir?

Dijitalleşme sürecinde iletişim merkezleri, iş dünyasında verimliliği artırmak ve müşteri deneyimini iyileştirmek için kritik bir rol oynuyor aslında. Dolayısıyla özellikle yapay zekâ, veri yönetimi ve siber güvenlik çözümlerine odaklanmak büyük önem taşıyor. Bu teknolojiler, hem müşteri memnuniyetini artırmak hem de operasyonel verimliliği sağlamak için vazgeçilmezler. Özellikle yapay zekâ, iletişim merkezlerinde tekrar eden görevlerin otomatikleştirilmesine ve daha stratejik işlere odaklanılmasına olanak tanıyor Aynı zamanda, siber güvenlik çözümleri de iletişim merkezlerinin korunmasını sağlarken, veri yönetimi ve analitik araçlar operasyonel kararları optimize etmeye yardımcı oluyor.  Dell olarak, bu dönüşümleri desteklemek adına güçlü bir teknoloji altyapısı ve inovatif çözümler sunmaya devam ediyoruz. Öte yandan iletişim merkezlerinin dijitalleşme süreçlerinde sadece teknolojik altyapıya değil, aynı zamanda yetkin insan gücüne de yatırım yapmaları önemli. Çünkü bu denge, sürdürülebilir büyümenin anahtarı. Bu noktada da dijital becerilerin geliştirilmesine yönelik adımlar atılması gerektiğini vurguluyoruz. Öyle ki dijital dönüşümün yalnızca teknolojik gelişmelerle değil, aynı zamanda insani gelişmeyle de desteklenmesi gerekiyor.

İletişim merkezlerine yönelik çalışmalarınız ve çözümleriniz var mı?

İletişim merkezlerine yönelik çözümlerimiz, yapay zeka tabanlı veri analizi, bulut tabanlı hizmetler ve siber güvenlik uygulamalarını içeriyor. Bu çözümler, müşteri hizmetlerini iyileştirmek ve maliyetleri düşürmek için tasarlanmış çözümler. Ayrıca, sürdürülebilir IT altyapıları oluşturarak enerji tüketimini azaltma ve daha yeşil çözümler sunma üzerine odaklanıyoruz​.

BT sektörünün, müşteri hizmetlerinin geliştirilmesi ve müşteri memnuniyeti sağlanması aşamasında iletişim merkezi sektöründen beklentileri nelerdir?

BT sektörü, müşteri hizmetlerinin geliştirilmesinde ve müşteri memnuniyetinin sağlanmasında iletişim merkezlerinden teknoloji entegrasyonuna öncelik vermesini bekliyor. Özellikle yapay zekâ ve veri analitiği gibi ileri teknolojilerin kullanılması, müşteri taleplerine daha hızlı ve kişiselleştirilmiş yanıtlar verilmesine olanak tanıyor. Bu, müşteri memnuniyetini artırırken, işletmelerin de verimliliğini artırıyor.Ayrıca, iletişim merkezlerinin çoklu kanallı hizmet sunarak her platformda tutarlı ve yüksek kaliteli destek sağlaması önemseniyor. Bunun yanında, müşteri bilgilerini korumak için güçlü bir siber güvenlik altyapısına sahip olmaları da kritik bir beklenti. Dell Technologies olarak sunduğumuz bulut ve veri çözümleri, bu beklentileri karşılamaya yönelik olarak geliştiriliyor ve verilerinin güvenli bir şekilde yönetilmesi ve operasyonların sorunsuz bir şekilde yürütülmesine yardımcı oluyor. Müşteri deneyimini iyileştirmek için siber güvenlik ve veri yönetimi çözümlerimizi de sürekli geliştiriyoruz​.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GIPHY App Key not set. Please check settings