Teknoloji ve trendler hızla değişiyor. Ya çalışanlar?

Günümüzde teknolojik gelişimlere ve otomasyona hiç olmadığı kadar yatırım yapılıyor. Şirketler dijital yeteneklerini geliştirmek için birbiriyle yarışıyor. Hizmet üretiminden sunumuna, müşterilerin hizmetten yararlanma biçimine kadar tüm süreçler büyük bir değişim ve dönüşüm geçiriyor.  Bu süreçte insan ve yetenek kavramları, yeniden düşünülmesi gereken konular arasında başı çekiyor. İş yapış şekilleri hızla değişirken çalışanların bu değişimle uyumlu olması ise İK yatırımlarının önemli bir ayağını oluşturuyor.

Çalışanların bilgi, beceri ve yeteneklerini sürekli olarak güncelleyip geliştirmeyi ifade eden “sürekli eğitim ve gelişim” kavramı, kişilerin değişen iş gereksinimlerine uyum sağlamalarına, yenilikleri takip etmelerine ve kendi potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı oluyor.

Otomasyonun ve dijitalleşmenin hızlanmasıyla birlikte, iş gücünün değişen trendler ve teknolojilere uyum sağlama yeteneği, organizasyonların rekabetçi kalması için kritik faktörlerden bir haline geldi.

Sürekli eğitim ve gelişim ise, çalışanların güncel kalması ve yeni yetenekler kazanmasının yanı sıra çalışan memnuniyeti ve bağlılığını artıran bir unsur olarak öne çıkmaya devam ediyor.

Sürekli eğitim fırsatları, çalışanların mevcut yeteneklerini geliştirmelerine ve yeni beceriler kazanmalarına olanak sağlarken, kendini yetkin ve güvenli hisseden çalışanların iş tatmini artıyor. Çalışanlar, kişisel ve profesyonel gelişimlerine yatırım yapıldığını hissettiklerinde, şirkete olan bağlılıkları güçleniyor. Bu nedenle eğitim ve gelişim fırsatları sunan şirketler, çalışanlarını elde tutmada daha başarılı oluyor. Yüksek çalışan devir oranından kaçınarak uzun vadede maliyet avantajı sağlayabiliyor.

Gallup tarafından 2023 yılında yapılan bir araştırma, Y kuşağının iş yerinde en çok önem verdiği unsurun öğrenme ve gelişim fırsatları olduğunu belirtiyor. Bu grup, profesyonel gelişim olanaklarını %87 oranında önemli olarak değerlendiriyor.

Aynı yıl yapılan bir başka araştırmada, çalışanların yalnızca %40’ı iş yerlerinde öğrenme ve büyüme fırsatlarına sahip olduklarını düşündüklerini belirtirken, bu fırsatlara erişimin güçlü olduğu yerlerde devamsızlık oranlarında %44’lük bir azalma gözlemlendi​.

Gallup’a göre, sürekli öğrenmeyi destekleyen yöneticiler çalışan katılımını, üretkenliği ve elde tutmayı önemli ölçüde artırıyor.

Eğitim ve gelişim fırsatlarının sürdürülebilir bir şekilde sunulması, çalışanların şirkete olan katkılarını ve uzun vadeli bağlarını güçlendiriyor. Diğer yandan sürekli eğitim, çalışanların motivasyonunu ve kurumsal kültürü güçlendiriyor.

Yeni becerilere ulaşma konusundaki endişeler artıyor.

Gelecekte yeni iş alanları ortaya çıkmasıyla birlikte, bugünkünden farklı yeteneklerle donatılmış insan gücüne olan ihtiyacın artması bekleniyor. Çalışanlarının yetenekleri oranında güçlü olabileceğini fark eden şirketler ise bu becerilerle donatılmış bir işgücü için yatırım yapma eğiliminde.

Randstad tarafından yapılan 2024 Yetenek Trendleri araştırmasında, işverenlerin günümüz zorlu ortamlarında işletmelerinin ihtiyaç duyduğu becerilere ulaşma konusundaki endişelerinin arttığını ortaya koydu. Ankete katılanların neredeyse üçte ikisi (%72), beceri açığının yakın gelecekte işletmeleri için daha büyük zorluklar yaratacağını bildirdi. Dahası, katılımcıların %77’si artan otomasyonun işgücü planlamasını etkilediğini ve organizasyonlarında gereken yeteneği değiştirdiğini söyledi.

Teknolojik gelişmelerden kaynaklanan yeni becerilere yönelik büyük ölçekli talebi vurgulayan PwC küresel anketine göre, CEO’ların %79’u kuruluşlarındaki kilit becerilerin mevcudiyeti konusunda endişeli. Bu veriler, beceri boşluklarını kapatmak için sürekli öğrenme ve beceri geliştirme ihtiyacının altını çiziyor.

Sürekli öğrenmeye odaklanmak, rekabet üstünlüğünü korumada etkili

Hızla değişen ortamlarda işgücünü yetenekli ve rekabetçi tutmak için yenilikçi stratejiler uygulayan şirketler arasında dikkat çeken Deloitte, “Project 120”, projesiyle yapay zeka, bulut bilişim ve siber güvenlik gibi kilit alanlarda çalışanların becerilerini artırmaya odaklandı. Deloitte ayrıca e-öğrenim, eğitim kampları ve mobil öğrenme dahil olmak üzere çeşitli formatlar aracılığıyla kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sundu.

Unilever ise, çalışanları arasında bir dizi çevrimiçi öğrenme kaynağına ve kişiselleştirilmiş gelişim planlarına erişim sunarak sürekli öğrenmeyi teşvik eden “Geleceğe Uyum Planı”nı hayata geçirdi. Unilever’in sürekli öğrenmeye odaklanması, hızlı tüketim ürünleri  endüstrisinde inovasyonu teşvik etmede ve rekabet üstünlüğünü korumada etkili oldu.

İletişim merkezlerinde sürekli eğitim ve gelişim

Mckinsey’in 2022 tarihli Müşteri Hizmetlerinin Durumu Anketinin sonuçları, işletmelerin bu kritik zamanda önceliklerini nasıl değiştirdiğini ortaya koyuyor. Anket bulguları müşteri hizmetlerinin bir dönüm noktasında olduğunu gösteriyor. Çağrı hacimleri eskisinden daha yüksek ve daha karmaşık hale gelirken, şirketler de kendilerini yetenek bulma ve onları yeterliliğe doğru hızla eğitme konusunda zorlanırken buluyor.

İletişim merkezlerinde sürekli eğitim ve gelişim, hem çalışanların performansını hem de genel iş sonuçlarını olumlu yönde etkiliyor.

Yeni teknolojilere ve müşteri hizmetleri süreçlerindeki değişikliklere hızla uyum sağlamak zorunda olan iletişim merkezleri için sürekli eğitim programları, çalışanların bu değişikliklere adapte olmalarını kolaylaştırıyor.

Sürekli eğitim, çalışanların ürün bilgisi, hizmet süreçleri, yeni teknolojiler, değişen iletişim araçları ve kanalları başta olmak üzere, müşteri yönetimi konularında güncel kalmasını sağlıyor. AT&T gibi büyük çağrı merkezi operasyonlarına sahip şirketler, sürekli eğitim ve gelişim programlarına büyük yatırımlar yaparak çalışanlarının hem teknik becerilerini hem de müşteri hizmetleri yeteneklerini geliştirmeye devam ediyor.

Sürekli eğitim programları, çalışanların stres yönetimi ve iletişim becerilerini geliştirerek iş yerindeki stresle daha iyi başa çıkmalarına yardımcı oluyor. Amazon gibi şirketler, çalışanlarına düzenli eğitimler sunarak, müşteri hizmetlerinde yüksek standartları korumakta ve aynı zamanda çalışan tükenmişliğini önlemek için destek programları uygulamaktadır.

Sürekli eğitim ve gelişim programları, çalışanların kendilerini değerli hissetmelerine ve kariyerlerinde ilerleme fırsatlarını görmelerine yardımcı oluyor.